Artık SWOT Analizi Yok! - 2

Artık SWOT Analizi Yok! - 2

15/01/2017 | Azor Brand & People Solutions
Tahmini Okunma Süresi: | Kelime

Bir önceki yazımızda "Çok üzgünüz… Yıllardır hayatımızdan eksik olmayan SWOT analizi artık vadesini doldurdu. Evrildi, ters düz oldu. İşte karşınızda TOWS!" demiştik. Bunun birinci nedeni olarak da SWOT'un VUCA Dünyası gerçekleri karşısında etkisini kaybetmeye başladığına değinmiştik. ( Bknz. Artık SWOT Analizi Yok - 1 )

Kısaca hatırlatmak gerekirse TOWS ilk olarak var olduğumuz, bir parçası olmaya çalıştığımız dış dünyadaki tehditlere (T) ve fırsatlara (O) odaklanıyor. Bu alanda yapılan derinlemesine analizler, irdelenen 3. parti raporları ışığında fırsatlar ve tehditler hakkında zengin sonuçlar ortaya çıkarılıyor. İkinci adımda ise "Böyle bir dünyada biz neredeyiz?", "Kendimizde neler değiştirmemiz gerekiyor?", "Bu dünyaya ve/veya trendlere nasıl adapte olabiliriz?" sorularının cevapları firma içerisinde (S ve W) aranıyor. 

TOWS ve İNSAN BEYNİ

TOWS'un SWOT'a göre daha güçlü olmasını sağlayan bir değer neden ise insan beyninden geçiyor. SWOT yaklaşımının bu konuda bazı gerçekleri göz ardı ettiğini söylemek mümkün. İnsan beyni uçsuz bucaksız yeteneklere sahip olsa da belli bir konuya gerçek anlamda yaklaşık 20 dakika kadar odaklanabiliyor. Sonrasında dikkati dağılmaya başlıyor.

Bu bilgiler ışığında 4 ayrı başlıktan oluşan SWOT çalışmasını yaptığınızı hayal edin. SWOT çalışmanın ilk kısmında firma içindeki öğelere odaklanmamızı sağlıyor (S ve W - Güçlü ve Zayıf Yönlerimiz). Bunu takip eden süreçte ise bir parçası olmaya çalıştığımız dış dünyadaki tehditlere (T) ve fırsatlara (O) odaklanıyor. Nörobilim gerçekleri ışığında böyle bir çalışmanın S ve W bölümlerinden sonra enerji ve odak düşmeye başlıyor. Belki sizin de dikkatinizi çekmiştir; SWOT çalışmalarındaki grup tartışmalarında en fazla zaman çok normal olarak S ve W'ye ayrılıyor. İlerleyen saatlerde ise T ve O çalışmalarında tartışmalar azalıyor ve insanlarda yorgunluk belirtileri gözlemlenmeye başlıyor. Hatta, SWOT çalışmalarının sonunda elde edilen tablodaki en fazla madde sayısı sırasıyla S ve W'de oluyor. Bu çok normal ve tamamen insan beyninin gerçekleri ile ilgili bir konu...

Hal böyleyken, SWOT'un sıralamasını değiştirmek ve hayatımıza TOWS'u entegre etmek çok daha mantıklı bir hal alıyor. Zira, TOWS nörobilim prensiplerine göre dikkatin daha çok adapte olmaya çalıştığımız dış dünyaya, yani T ve O'ya ayrılmasını sağlıyor. Bu kutulardaki bilgi kalitesi ise, gelecekte verilecek her türlü stratejik kararın VUCA Dünyasına uyum sağlayabilme, dış dünyaya adapte olabilme süzgeçlerinden geçebilmesi için sağlıklı bir zemin hazırlıyor. Bu gerçekler ışığında sizi temin ederiz ki, gerçekleştirdiğimiz tüm TOWS çalışmalarında en fazla çıktı ve en derin tartışmalar T ve O alanlarında gerçekleşiyor. Ve bu unsur alınan stratejik kararların tümünün kalitesini ve gerçekçiliğini artırıyor. 

SONUÇ

Sonuç olarak TOWS, alışık olduğumuz SWOT'un;

  • dünyadaki gelişmelere uyum sağlayan, 
  • değişime odaklanan
  • adapte olabilme konularını ön plana alan
  • insan beyninin çalışma prensiplerine daha uygun hali diyebiliriz.

Ve SWOT'a göre çok daha güçlü stratejik bir araç. Yeter ki, doğru tekniklerle uygulansın ve profesyonel bir moderasyonla yönetilsin.